Revizyon (Sekonder) Burun Estetiği

Revizyon Rinoplasti

Revizyon Burun Estetiği, Rinoplasti estetik ameliyatlar içinde en zor olanıdır, revizyon rinoplasti (sekonder rinoplasti) ise çok daha karmaşık ve zordur. Revizyon rinoplastide başarılı ve başarısız sonucu sadece 1-2 mm gibi farklar belirler. Aslında en iyi sonuç ilk kez ameliyat olan burunda elde edilir, bu sebeple ilk defa ameliyat olacak kişinin cerrahını iyi araştırıp, seçmesi ve bu operasyonun ilk ve son ameliyatı olmasını amaçlaması çok önemlidir. Revizyon rinoplasti için ise cerrahın çok iyi araştırılması ve bu konuda tecrübeli olması başarılı rinoplasti sonucu elde edebilmek için şarttır. Bu tecrübe ise revizyon ameliyatlarla ilgili literatüre kazandırdığı yeni tekniklerle, verdiği eğitimlerle, alanındaki gelişmelere katkıda bulunmasıyla ölçülebilir.

Dr. Eren Taştan’ın hastalarının % 50’sini revizyon hastalar oluşturur. Bunlar genellikle diğer meslektaşları veya daha önceki hastaları tarafından refere edilen zor hastalardır. Revizyon rinoplastideki sorunlar bazen temel cerrahi tekniklerin doğru uygulanmasıyla düzeltilebilir olsa da, çoğunlukla iskelet desteğini yeniden kurmayı gerektirir. Burun iskeletinin doğru bir şekilde kurulması zordur ve burun anatomisinin üç boyutlu algılanmasını gerektirir. Revizyon rinoplastinin en zor yanı daha önceki ameliyata bağlı oluşan ciltaltı yara dokusu ve cilt kalitesindeki bozulmadır. Kıkırdak iskelet, eksikler yerine konularak, desteklenerek veya fazlalıklar çıkarılarak düzeltilebilir, fakat cilt kalitesi tam olarak eski haline döndürülemez. Bütün bunlar dikkate alındığında revizyon rinoplastinin primer rinoplastiye göre (ilk defa yapılan rinoplasti) çok daha zor bir ameliyat olduğu anlaşılacaktır.

Rinoplasti sonrasında sık görülen komplikasyonlar; burun ucu ve sırtında asimetriler, burun ucu düşüklüğü, burun ucunun aşırı daraltılması, yan duvarın aşırı zayıflatılmış olması, kanatlarda çökme-çekilme, burun kemik çatıda açıklık kalması, ters-V deformitesi, burun kıkırdak ve kemik yan duvarların aşırı daraltılması sonucunda hem estetik hem de fonksiyonel sorunların olması, cilt kalitesinde bozulma, burun ortadaki bölmenin-septumun yetersiz düzeltilmesi veya aşırı zayıflatılması, burunda çökme, septum perforasyonu (burun ortadaki bölmenin delinmesi), yetersiz müdahale sebebiyle eski sorunların devam ediyor olması sayılabilir.

Primer rinoplastide bu tür komplikasyonları engellemek için sorunların detaylı analiz edilmesi ve hastaya özgü planlanan cerrahi tekniklerin doğru uygulanması yeterlidir. Çok çeşitli problemleri iç içe barındıran revizyon rinoplastide ise ortaya çıkan bu sorunların çözümü için cerrahın daha karmaşık bir plan yapması ve bunu titizlikle uygulaması zorunludur. Bütün bu sorunlar kıkırdak doku kullanılarak normal burun anatomisinin yeniden oluşturulması ile düzeltilebilir. Revizyon ameliyatlarında en önemli basamak septumun yeniden oluşturulmasıdır; çünkü septum burnun temelini oluşturur. Revizyon cerrahide genellikle bozulmuş olan bu temel yeniden kurulur. Kıkırdak kaynağı olarak en uygun yer yine kendi kıkırdağı yani septumdur, eğer septumda yoksa kulak kıkırdağı, eğer kulak ihtiyacı karşılayamayacaksa kaburga kıkırdağı kullanılır. Burun içinde yeterince kıkırdak bırakılmamış ve kulak kıkırdağı uygun olmayan hastalarda kaburga kıkırdağının doğru teknikle alınması, hazırlanması ve kullanılması çok önemlidir. Dr. Eren Taştan zor revizyon vakalarda ihtiyaç duyulan kaburga kıkırdağının istenilen incelik ve boyutta kullanılmasına imkan veren, ameliyatta yapılan burnun şeklini ameliyat sonrasında da korumasını sağlayan Verev Kesi Metodu’nu (The Oblique Split Method: A Novel Technique for Carving Costal Cartilage Grafts) geliştirmiştir. Revizyon rinoplastide normal burun anatomisini yeniden oluşturmak için gerekli farklı boyut ve şekildeki tüm kıkırdaklar Oblique Split Method’un doğru kullanılmasıyla elde edilebilir. Örneğin burnun temeli olan septumun oluşturulması ayrı bir öneme sahiptir ve Dr. Eren Taştan bunun ayrıntılarını "Oblique Split Technique in Septal Reconstruction" makalesinde anlatmaktadır. Dünya literatürüne kazandırdığı tekniklerinin detaylarını ulusal ve uluslarası toplantılardan davet alarak meslektaşlarıyla paylaşmakta, zor revizyon hastaların sorunlarına çözüm üretmektedir.

Kaburga kıkırdağı kullanımı konusunda bilgi eksikliğini gidermek amacıyla ana hatlarıyla bilgi paylaşılmasında fayda vardır. Rinoplastiyle uğraşan cerrahlar kaburga kıkırdağı kullanma konusunda yara izi, ağrı, ameliyat anında oluşabilecek komplikasyon ve kıkırdağın doğasına özgü bükülme riski nedeniyle genellikle çekingen davranırlar. En önemli sorun ameliyat sonrası dönemde başarısızlığa neden olan bükülme riskidir ve bu sorun Dr. Eren Taştan’ın geliştirdiği Oblique Split Method sayesinde çözülmüştür. Diğer riskler ise cerrahın daha nazik, dokulara saygılı çalışmasıyla, bu alanın anatomisine tam hakim olmasıyla, bu konuda yeterince tecrübe sahibi olmasıyla ilişkilidir ve Dr. Eren Taştan’ın yaklaşımında bu riskler minimuma indirgenir. Kıkırdak almak için yaklaşık 1-1,5 cm kesi yeterlidir ve bu kesi kadınlarda meme altındaki kıvrıma saklanabildiği için dikkat çekmez. Kaburga yüzeyine ulaşmak için kaslar korunarak iki yana ayrılır, endoskopik görüş altında kaburga yüzeyindeki kılıf bir yaprak gibi açılarak Verev Kesi Metodu’na uygun şekilde-adeta bir salatalık dilimi gibi- alınacak kıkırdak sınırları belirlenir, zeminde ince bir tabaka kıkırdak bırakılarak kıkırdak dilimi dikkatlice çıkarılır. Kaburga yüzeyinde oluşan boşluk klasik teknik ile karşılaştırıldığında yaklaşık dörtte biri kadardır ve kaburga kılıfı tamir edildiğinde bu saha yeni kıkırdak dokusuyla dolmaktadır. Göğüs cerrahı meslektaşlarıyla Dr. Eren Taştan’ın birlikte yaptığı “An Enhanced Method of Rapid Cartilage Healing After Costal Cartilage Resection” adlı deneysel çalışmada bu iyileşmeyi göstermişlerdir. Bütün bu cerrahi işlemleri Dr. Eren Taştan kaburga kıkırdağı almak için geliştirdiği özel el aletleri ve mikrotestereler ile yapmaktadır. Dr. Eren Taştan’ın hastalarının yaklaşık yarısını revizyon rinoplasti hastaları oluşturmakta ve bunların çoğunda kaburga kıkırdağına ihtiyaç duyulmaktadır. Uzun yıllar içinde tecrübe kazandığı bu alanda hasta konforunu ve ameliyat sonucunu kontrol edebilmek için kıkırdağın alınması, hazırlanması ve kullanılması basamaklarında her bir detaya ayrı ayrı önem vermektedir. Ameliyat sonucunun güzel ve kalıcı olması bu detaylara daha iyi hakim olmakla mümkündür.

Diğer konu nazal valv denilen burun çatısının ve yan duvarın aşırı daraltılmasıdır. Tabii ki en doğrusu ilk ameliyatta gerektiği kadar daraltmak ve zayıf olan bölgeleri desteklemektir. Bu temel prensiplere uyulmadığı zaman oluşan aşırı dar çatı ve zayıf yan duvar ciddi fonksiyonel ve estetik sorunlara yol açar. Dr. Eren Taştan bu sorunların düzeltilmesi için de yeni bir teknik geliştirmiştir; burun çatısının normal anatomiye uygun genişlik ve desteğini sağlayan H-Graft  tekniği, "A Novel Method for Internal Nasal Valve Reconstruction: H-graft Technique". Zor revizyon hastalarında da H-Graft Tekniği“ ve bu tekniğin modifikasyonları kullanılarak sorunlar rahatlıkla çözülebilmektedir.

Başarısız burun ameliyatına bağlı diğer önemli bir fonksiyonel sorun ise septum perforasyonudur (burnun ortadaki bölmenin delik olması); göreceli olarak az sayıda hastayı ilgilendirmesi, burun içinde olması nedeniyle az bilinir fakat çok önemli sorunlara yol açar. Perforasyon tamiri az sayıda cerrahın başarılı sonuçlar elde edebildiği zor bir cerrahidir. Dr. Eren Taştan septum perforasyonu düzeltilmesi için de yeni bir cerrahi teknik geliştirmiştir; “Inferior Turbinate Composite Graft for Repair of Nasal Septal Perforation”.

Alanında en saygın dergilerde yayınlanan bu yeni tekniklerin doğması Dr. Eren Taştan’ın zihnini ve tüm enerjisini fonksiyonel ve estetik burun cerrahisi alanına adamasıyla mümkün olmuştur. Bu alana tıp biliminde Rinoloji denir ve cerrahisi rinoplasti, septoplasti, konka cerrahisi, nazal valv cerrahisi, fonksiyonel endoskopik sinüs cerrahisi gibi başlıkları içerir. Bu cerrahilerin her birinde tecrübe kazanmak ise yıllar süren çalışmayı gerektirir. Aslında yapılan işte detaylara hakim olmak “her işte çırak olmak yerine bir işte usta olmayı seçmek” ile mümkündür. Burun cerrahisinde bir cerrahın hayatını dolduracak kadar detay vardır, ve başarılı sonuç elde edebilmek için tüm zaman ve enerjisini bu işte kullanmasını gerektirir.

Dr. Eren Taştan hasta için en uygun olan tekniği seçme konusunda titiz davranmakta ve kendi geliştirdiği teknikleri veya dünyaca bilinen başka ustaların tekniklerini kullanmaktadır. Bu teknikleri hastaya göre modifiye ederek hastaya özel çözüm yolları bulup kalıcı, doğal sonuçlar elde etmeyi ve yaptığı ameliyatın hastanın son ameliyatı olmasını amaçlamaktadır. Revizyon Burun Estetiği